ZEHİRLİ GUATR
ZEHİRLİ GUATR
PROF DR METİN ÖZATA
Tiroid bezinin aşırı çalışmasına yani aşırı tiroid hormonu üretmesine tıp dilinde hipertiroidi adı verilir. ‘’Hiper’’ Latince ‘’fazla’’ veya ‘’yüksek’’ manasına gelir. Hipertiroidi hastalığına tıp dilinde ‘’tirotoksikoz ‘’ adı da verilir. Tiroid bezinin aşırı çalışmasına halk arasında ‘’zehirli guatr’’ veya ‘’iç guatr’’ isimleri de verilmektedir. Bu isimlendirmeler maalesef yanlıştır; ne zehirlenme söz konusudur ne de bir iç guatr vardır. Elleriniz titriyor, ağzınız kuruyor ve çok yemek yemenize rağmen kilo veriyorsanız yada çabuk sinirleniyor ve çevrenize bağırıp çağırıyorsanız sizde tiroid bezi fazla çalışıyor olabilir.
Tiroid bezinde aşırı çalışmaya neden olan hastalıklar şunlardır: 1- Graves hastalığı : TSH reseptör antikorlarının kanda artması nedeniyle oluşan tiroid bezi aşırı çalışmasıdır. Bazı hastalarda gözde büyüme olur. Hipertiroidinin en sık nedenidir. Hipertiroidisi olan hastaların % 60-90’nını Graves hastalığı oluşturur. Bağışıklık sistemindeki bir bozukluktan kaynaklanır. 2- Sıcak nodüllerin fazla hormon salgılaması: Sıcak nodüllerin aşırı tiroid hormon yapıp salgılaması durumunda tiroid hormonları kanda artar ve hipertiroidi hastalığı oluşturur. 3- Tiroid bezinin iltihabi hastalıkları: Tiroid bezinde itihabi hastalıklar olduğunda bezde depo edilmiş halde bulunan tiroid hormonları kana döküldüğünden hormonlar yükselir ve hipertiroidi belirtileri ortaya çıkar. 4- Tiroid hormon ilaçlarının fazla alınması: Levotiroksin ilacının gereğinden fazla alınması kanda tiroid hormonlarını artırır ve hipertiroidi yapar. 5- Bazı ilaçların kullanımı: Cordarone isimli kalp ilacı ve interlökin ilacı kullanan bazı hastalarda tiroid bezi fazla çalışarak hipertiroidi hastalığı oluşturabilir. 6- Aşırı şekilde iyot almak: İyodun fazla alınması nodülü olan hastalarda hipertiroidi yapar. 7- Civa zehirlenmesi : Civanın fazla alınması hipertiroidizm denilen tiroid bezinin aşırı çalışmasına neden olabilir.
Graves Hastalığı
Graves hastalığı bazen gözlerde büyüme yapan tiroid bezinin aşırı çalışması hastalığıdır. Tiroid bezi aşırı çalışması hastalığı olan kişilerin % 60-90’nını yani çoğunluğunu Graves hastalığı oluşturur. Dr. Robert Graves tarafından ilk defa keşfedildiği veya tanımlandığı için bu hastalığa Graves hastalığı adı verilmiştir.
Graves Hastalığı Kimlerde daha sık görülür?
Graves hastalığı hipertiroidinin en sık nedenidir. Her yaşta görülebilirse de, 20-40 yaş arasında en fazla görülür.
Kadınlarda erkeklerden 5-7 kat daha fazla görülürken toplumda görülme sıklığı % 1 kadardır.
Graves Hastalığında ailesel özellik vardır:
Graves hastası bir kişinin ailesinin diğer fertlerinde %15 oranında Graves hastalığı saptanır. Bu nedenle ailesinde Graves hastalığı olan kişiler tiroid tetkikleri yaptırmalıdırlar.
Graves Hastalığı Neden Oluşur?
Graves hastalığı bağışıklık sistemindeki bir bozukluk sonucu oluşur. Nedeni bilinmeyen bir şekilde TSH hormonunun tiroid bezine bağlandığı reseptör adı verilen proteinlere karşı antikor denilen proteinler oluşur. Bu antikorların neden oluştuğu henüz bilinmemektedir. Kanda artan TSH reseptör antikorları aynı TSH hormonu gibi tiroid bezine yapışarak daha fazla çalışmasına ve aşırı miktarda tiroid hormonu yapmasına neden olur. Sonuçta artan tiroid hormonları metabolizmamızı hızlandırarak (çarpıntı, terleme gibi) Graves hastalığı ortaya çıkar.
Kimler Graves hastalığı için risk altındadır?
Graves hastalığına genetik eğilim katkıda bulunmaktadır. Bazı ailelerde bu nedenle Graves hastalığı daha fazla görülür. Ailesinde Graves hastası olan kişiler risk altındadır ve genetik veya kalıtımın hastalığın gelişmesinde en önemli etken olduğu saptanmıştır.
Stres, üzüntü, sigara içmek, fazla iyotlu tuz yemek ve bazı ilaçlar bu hastalığın oluşumuna neden olabilir.
Stresin Graves hastalığı sıklığını artırdığı İkinci Dünya Savaşı sırasında ve Yugoslavya’daki iç savaş sırasında saptanmıştır. İsveç’te yapılan bir araştırmada Graves’li hastaların bir kısmında hastalık ortaya çıkmadan önceki yıl içinde üzücü olaylar yaşadıkları saptanmıştır. Bu hastalardaki sıkıntılı psikolojik durum (anksiyete) tedavi edildiğinde hastalığın nüks oranında azalma olmuştur.
Graves hastalığı daha çok yılın ılık mevsimlerinde ortaya çıkar. Bu mevsimsel özelliğin nedeni tam bilinmemektedir.
Sigara içenlerde göz belirtileri daha şiddetli olduğu gibi, sigara içmeye devam edenlerde göz hastalığı şiddeti artmaktadır.
Allerjik yapısı olanlarda veya allerjik riniti olanlarda Graves hastalığı daha çok görülmektedir.
İyot fazla alımı da hafif seyreden hastalığı şiddetlendirmektedir.
Yeni bir düşünce ise gebelik sırasında bebeğin hücrelerinin annenin kanına karışarak annenin tiroid bezine yerleşmesi ve bunların hastalık yapmasıdır. Bu nedenle de kadınlarda bu hastalığın daha fazla görüldüğü iddia edilmektedir.
Yapılan çalışmalar Graves hastalığının % 79 oranında genetik olarak eğilimli olmak sebebiyle ortaya çıktığını, % 21 hastada ise çevresel faktörler denilen üzüntü, stres, iyot alımı gibi nedenlerle ortaya çıktığını göstermiştir.
Graves hastalığına eğilim yaratan nedenler Tablo- 1’ de verilmiştir.
Tablo-1: Graves Hastalığına Eğilim Yaratan Faktörler
Genetik eğilim (ailede olması) |
Stres ve üzücü yaşam olayları |
Sigara içmek |
Kadınlarda östrojen hormonu |
Doğum sonrası dönemde risk artar |
Fazla miktarda iyotlu tuz yemek Graves hastalığını ortaya çıkarır |
Lityum ilacı kullananlarda ortaya çıkar |
Hepatit hastalığı nedeniyle İnterferon ilacı kullanan bazı hastalarda çıkabilir |
Allerjik bünyesi olanlarda daha sık oluşur. |
Graves Hastalığı Nasıl Başlar?
Hastalığın başlangıcı yavaştır. Genelde haftalar ve aylar içinde yavaş olarak gelişir. Ancak bazı hastalarda hızlı bir başlangıç vardır.
Graves Hastalığında Vücutta Oluşan Belirtiler:
Graves hastalığının sık görülen üç önemli özelliği guatr, kanda tiroid hormonlarında yükseklik ve göz belirtileridir. Tiroid bezinde büyüme, yani guatr sıklıkla vardır ve bez içerisinde nodül pek olmaz, düz bir büyüme vardır. Gözdeki belirtilere tıp dilinde oftalmopati adı verilir. Daha az görülen diğer iki özellik ise bacak cildinde iltihap olması ve parmaklarda çomak parmak denilen parmak uçlarında bombeleşme oluşmasıdır. Bu iki belirti çok nadir görülür (Tablo-2).
Tablo-2: Graves Hastalığında Vücutta Oluşan Değişiklikler (Bulgular)
Guatr (tiroid bezi büyümesi) (sık) |
Gözlerde büyüme (Oftalmopati) (sık) |
Tiroid hormonlarının kanda yükselmesi ve TSH’nın düşmesi (Her zaman) |
Bacak cildinde iltihap (nadir görülür) |
Parmaklarda çomaklaşma (nadir görülür) |
Graves Hastalarında Görülen Şikayetler:
Hastalığa bağlı şikayetler kişiden kişiye değişir. Her hastada aynı şikayetler olmaz. Şikayetler hastalığın şiddetine, hastalığın süresine, kişinin hastalığa duyarlılığına ve yaşına bağlı olarak değişiklikler gösterir.
Yaşlılarda bazen şikayetler silik seyreder ve başlıca belirtiler yorgunluk ve kilo kaybı olabilir. Buna “maskeli hipertiroidizm” ismi verilir. Yaşlılarda hipertiroidi bazen Alzheimer hastalığını taklit edebilir. Yaşlılarda bazen hastalık anlamsız bakışlar, enerji tükenmesi ve bitkinlik ve demans ile kendini gösterebilir. Graves’li hastalarda bulunan şikayetler Tablo-3’de verilmiştir.
Tablo-3: Hipertiroidili Hastalarda Sık Rastlanan Şikayetler
Guatr |
Hareketli olma, huzursuzluk |
Çarpıntı (hızlı ve düzensiz kalp atımı olması |
Yorgunluk |
Güçsüzlük (ağır eşyaları kaldıramaz, merdiven çıkarken zorlanır) |
Ellerde titreme |
Saç dökülmesi |
Sinirlilik, kolay heyecanlanma ve kolay öfkelenme |
Canlı bakış, gözlerde büyüme, göz kapağında çekilme |
Uykusuzluk, dikkat bozukluğu |
Derinin sıcak, nemli ve ince olması |
İshal |
İştah artışı |
Susama |
Ağız kuruluğu |
Sık idrara çıkma |
Kilo kaybı (zayıflama) |
Adetlerde azalma veya kesilme |
Cinsel istekte azalma, sperm sayısında azalma |
Erkeklerde meme büyümesi (jinekomasti) |
Kemik erimesi |
Kaslarda güçsüzlük |
Çabuk yorulma |
Graves hastalığı olan genç hastalarda çarpıntı, sinirlilik, aşırı heyecanlanma veya duyarlılık, uyku bozuklukları, cinsel güçte azalma, kolay yorulma, hareketlilik, ishal, aşırı terleme, sıcaktan hoşlanmama, soğuğu tercih etme, ufak bir yürüyüşle hemen yorulma ve nefes darlığı, kilo kaybı, iştah artışı, susama, ağız kuruması, adetlerde azalma, uyku bozukluğu ve bazı psikolojik bozukluklar olabilir.
İştah artışına rağmen kilo kaybı bu hastalığın en önemli belirtilerinden birisidir. Bu hastalık metabolizmayı hızlandırdığından aşırı yemek yenmesine rağmen kilo kaybı olur. Çok nadiren kilo artışı da olabilir.
Çarpıntı veya kalp atım sayısında ve nabız sayısında artış her 100 hastadan 96’sında görülür. İstirahatte iken nabız hızı dakikada 89’tan fazladır.
Saç kılları incedir. Yaygın veya hafif saç dökülmesi görülebilir.
Hastalarda huzursuzluk ve aşırı sinirlilik vardır; ajite haldedirler ve yerinde duramazlar. Bazen birden öfkelenirler. Kalabalık yerlerden hoşlanmazlar. Ufak tefek şeyler için bağırıp, çağırırlar.
Kas güçsüzlüğü bazen çok şiddetli olur ve hasta sandalyeden kalkmakta veya merdiven çıkmada zorluk çeker.
Tırnaklar yumuşaktır ve kırılabilir. Tırnaklarda çekilme özellikle 4. ve 5. parmak tırnaklarında görülür.
Hastaların % 10’nunda bacaklarda, kolda ve diz ekleminde ağrı olabilir. Bu ağrılar bazen kendiğinden düzelebilir.
Cilt ince, ılık ve nemlidir. El ayalarında kırmızılık ve kaşıntı olabilir. Ürtiker denilen cilt allerjisi ve vitiligo (ciltte renksiz veya beyaz alanlar olması) da sıklıkla birlikte bulunur.
Oftalmopati denilen göz belirtileri Graves’li hastaların % 25-30’unda saptanır. Gözlerde öne doğru fırlama vardır. Bazı hastalarda çift görme şikayeti olur. Görmede bozukluk, ışıktan rahatsız olma ve gözde kaşıntı ve yanma meydana gelebilir. Bakışlar canlıdır ve üst göz kapağında gecikme ve tam kapanma olmayabilir. Bazen şaşılık oluşabilir.
Ellerde ince titreme vardır. Bunu daha iyi anlamak için eller uzatılır ve üzerine ufak kağıtlar konur. Kağıtlarda ellerdeki titremeyle paralel titremeler daha belirgin olarak ortaya çıkar. Bazen dilde ve göz kapaklarında da titreme olabilir.
Hipertiroidili hastalarda kemik erimesi (diğer adıyla osteoporoz), kan kalsiyum düzeyinde artma, ve kanda alkalen fosfataz tetkikinde artış görülebilir. Bu hastalarda ayrıca kanda osteokalsin ve SHBG adı verilen proteinlerin düzeyleri artar. Karaciğer testleri denilen SGOT, SGPT ve GGT tetkiklerinde artış olur ve tedaviyle bu artışlar düzelir, fakat bazı hastalarda ilaç tedavisiyle karaciğer tetkikleri gittikçe yükselebilir, o zaman radyoaktif iyot tedavisi yapılması gerekir.
Kadınlarda adet düzeni bozulur; adet sayısında azalma veya kesilme olabilir. Yumurtlamada bozukluk olduğundan gebe kalma şansı azalır. Gebelikle birlikte hipertiroidi olursa düşük doğum ağırlıklı bebek nedeni olduğu gibi ‘’Preeklampsi’’ denen tansiyon yükselmesi ve kusmalarla kendini gösteren bir hastalık da ortaya çıkabilir. Bu nedenle çocuk isteyen kadınların Graves hastalığı tedavisi bittikten sonra gebe kalmaları daha uygundur.
Erkeklerde memelerde büyüme, empotans ve sperm sayısında azalma olabilir.
Şeker hastalarında Graves hastalığı ortaya çıkarsa kan şekerinde yükselmeler oluşur ve bu nedenle kullanılan ilaç dozunu artırmak veya insülin kullanmak gerekebilir.
Metabolizma hızı arttığından kan yağlarında (kolesterol ve trigliserid düzeylerinde ve LDL kolesterol) azalma olur.
Tablo-4: Graves Hastalığı ile Birlikte Görülen Hastalıklar
Addison hastalığı (böbrek üstü bezi yetmezliği) |
Tip 1 diyabetes mellitus (şeker hastalığı) |
Yumurtalık yetersizliği, |
Hipofiz bezi iltihabı |
Hashimoto hastalığı |
Çölyak hastalığı (bir bağırsak hastalığı) |
Vitiligo (ciltte beyaz, renksiz alanlar olması) |
Alopesi areata (saçkıran), |
Myastenia gravis (bir kas hastalığı), |
Trombosit isimli kan hücrelerinde azalma |
Romatoit artrit (küçük eklemlerin romatizmal hastalığı) |
Kalpte mitral kapak gevşekliği (prolapsusu) |
Teşhis İçin Hangi Tetkikler Yapılır?
Teşhis kolaydır ve bu amaçla kanda TSH, T3 ve T4 hormonlarının ölçümü yapılır. Hipertiroidi varsa TSH normalin altına düşmüştür (genellikle <0.01 U/L), bu arada T3 ve T4 hormonları aşırı derecede yükselmiş olarak bulunur. Gözlerde öne doğru fırlama ve hormonlarda yükseklik varsa Graves hastalığı teşhisi kolayca konur.
Graves’li hastalarda anti-TPO antikorlar hastaların % 90’ında, anti–TG antikorlar ise % 60’ında yüksek olarak bulunur.
TSH reseptör antikor ölçümü her zaman gerekli değildir. Ancak teşhisin şüpheli olduğu durumlarda yapılabilir. Örneğin gebelikte ve tiroid bezinde nodül bulunan Graves hastalarında ölçülmesi hastalık teşhisinde faydalı olur. Nodülü olanlarda bu antikor yüksek olmaz; buna karşılık Graves’te yükselir. Graves’li hastaların % 5-20’sinde TSH reseptör antikorlarının kanda yüksek olmadığını da bilmekte fayda vardır.
Graves hastalığında tiroid bezinde nodül varsa onun sıcak mı yoksa soğuk mu olduğunu değerlendirmek için tiroid sintigrafisi yapılabilir.
Tiroid ultrasonu yapmak bu hastalarda faydalıdır. Bezin büyüklüğü ve nodül olup olmadığı hakkında bilgi sahibi olunur.
Hipertiroidi hastalarında SGOT, SGPT, alkalen fosfataz ve GGT gibi karaciğer enzimlerinde yükseklikler saptanır. Bu enzim yükseklikleri aylar sürebilir. Bu nedenle karaciğer tetkikleri belirli aralıklarla takip edilmelidir. Kolesterol ve trigliserit gibi kan yağlarında azalma saptanır.
Graves hastalarında tam kan sayımı da yapılarak tedavi sırasında takip edilmelidir.
% 20 hastada serum kalsiyum düzeyinde artma, magnezyumda ise azalma olabilir.
Graves Hastalığının Tedavisi
Graves’li hastaların çoğu poliklinik şartlarında yani hastaneye yatmadan tedavi edilir. Hastanın hastaneye yatmasına gerek yoktur. Ancak hipertiroidinin komplikasyonu olarak kalp atım hızının çok arttığı (atrium fibrilasyonu) bir durum, kalp yetmezliği veya psikoz gelişmişse hastaneye yatırmak gerekebilir. Buna doktorunuz karar verir.
Hipertiroidi tedavi edilmezse kalp kasında hastalığa (kardiyomyopati), atrium fibrilasyonu denen kalbin çok hızlı atması durumuna ve kalp yetmezliğine neden olabilir. Herhangi bir enfeksiyon, ishal, şiddetli travma veya ameliyat sırasında bu hastalar tiroid krizine girerler ve bu kriz ölüm riski taşır. Bu nedenle hipertiroidi hastalığının mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Graves hastalarının tedavisinde ilk yapılacak tedavi ilaç tedavisidir. İlaç tedavisine cevap alınamadığı durumlarda radyoaktif iyot tedavisi veya ameliyat yapılır.
Graves hastalığının İlaçlar İle Tedavisi:
İlaç tedavisinde içinde propiltiourasil (propisil) yada metimazol (thyromazol) bulunan ilaç kullanılır. Bu ilaçlar tiroid hormon yapımını engelleyerek kandaki yüksek hormon düzeylerini normale getirirler. Gebelikte ve çocuklardaki hipertiroidi tedavisinde de bu ilaçların kullanılması gerekir. Bununla beraber gebelikte ve emzirme döneminde propiltiourasil kullanılması daha uygundur.
Propiltiourasil’in yarı ömrü kısa olduğu için 8 saatte bir tok karna alınır. Metimazol ise günde tek doz halinde veya öğünlere bölünmüş halinde tok karna alınır. Bazen 12 saatte bir verilerek tedaviye başlanabilir. Metimazol’un etki süresi 24 saatten fazla iken propiltiourasil’in 12-24 saattir.
Bu ilaçlar ile tedavi sırasında kanda anti-TPO, anti-TG ve anti-TSH-R antikor düzeyleri azalır. İki ilaç arasında seçim yapmak doktorunuzun tercihine kalır. Metimazol ilacının yan etkisinin bazı çalışmalarda daha az olduğu saptanmışsa da bu ilaçla da yan etkiler görülebilir. İlaçlar tiroid bezinde önceden yapılmış hormonların dolaşıma geçmesini önleyemediklerinden tiroid hormonlarının normalleşmesi için 3-6 hafta geçmesi gerekir.
Graves hastalığının tedavisinde ilaçlarla % 16-40 oranında hastalık kontrol altına alınır ve tedavi bittikten sonra ilaçlar kesilebilir. Ancak hastalık bir süre sonra nüks edebilir. Küçük guatrı olan ve hafif şiddette hormon yüksekliği olanlarda ilaçlarla hastalığın kontrol altına alınması daha kolaydır.
Büyük guatr ve bezde aşırı iyot depolanması varsa veya hasta iyotlu tuz kullanıyorsa bu ilaçlara cevap gecikebilir. Bu nedenle hastaların iyotsuz tuz yemeleri gerekir.
Tedavi edilmiş ve hormonları normal seviyelere gelmiş hastalarda Graves hastalığı ilaç kesilmesinden sonraki 1 yıl içinde % 50-60 gibi yüksek oranlarda nüks etmekte, yani hastalık tekrar alevlenmekte ve eski şikayetler tekrar başlayabilmektedir. İyot alımı artarsa ve sigara içilirse nüks daha hızlı olmaktadır. Bu nedenle hastalar iyotsuz tuz yemelidir. Ülkemizde tuzların hepsi iyotlandığından bazı tuz firmalarının ürettikleri kendiliğinden tuzluklu şekilde satılan iyotsuz tuz satın alıp bunları kullanmaları özellikle çok önemlidir. Ailede diğer kişilerin ve özellikle çocukların iyotlu tuz almaları gerektiği için yemeklerin tuzsuz yapılıp bu tür hastaların iyotsuz tuz, çocukların iyotlu tuz kullanmaları gerekir. Sigara içmek nüksü artırdığından ve göz hastalığı yaptığından sigara kesilmelidir.
Graves’li hastalarda çarpıntıyı azaltmak için yukarıda sözedilen propiltiourasil veya metimazol ilaçlarıyla birlikte beta bloker (dideral gibi) denen ilaçlar da verilir. Bu ilaçlar hem hormonların azalmasına hem de çarpıntının düzelmesine katkıda bulunur. Astım veya damar hastalığı varsa bu ilaçlar verilemediğinden yerine başka ilaçlar verilebilir. Bu nedenle astım veya damar hastalığınız varsa doktorunuza mutlaka bildiriniz. Bu ilaçlar tansiyonda hafif düşme yaptığından tansiyonu düşük kişiler alamazlar.
Uykusuzluk, sinirlilik ve huzursuzluk çok fazlaysa bu durumu doktorunuza bildiriniz. Doktorunuz size sakinleştirici ilaçlar önerebilir.
Propiltiourasil veya Metimazol İlaçları Etkisini Ne Zaman Göstermeye Başlar:
Propiltiourasil veya metimazol ilaçları etkisini kullanmaya başladıktan sonraki ikinci-üçüncü haftadan itibaren göstermeye başlar ve genellikle 1.5-3 ay içinde kandaki hormonlar normal seviyeye gelir. Bu ilaçlar hormon üretimini engellediğinden kanda mevcut olan yüksek T3 ve T4 hormonlarını hemen düşürmez ve bu nedenle etkisini göstermesi için 2-3 hafta geçmesi gerekir. Bununla beraber bu ilaçlarla birlikte verilen dideral ilacı çarpıntı ve diğer şikayetlerinizde kısa zamanda iyilaşme yapar. İlaca başladıktan birkaç hafta sonra şikayetlerinizin azaldığını, çarpıntınızın azaldığını ve biraz kilo almaya başladığınızı göreceksiniz. İlaç tedavisiyle hem T3 hem de T4 hormonları kanda düşerse de T3 hormonundaki düşme daha geç sürede olabilir. TSH hormonundaki düzelme ise çok uzun zaman alır. İlaç tedavisi sırasında bazı hastalar kilo almaktadır. Bu nedenle ilaç tedavisi sırasında kilo aldırıcı şekerli ve nişastalı gıdaları fazla yemeyiniz. Bazı hastalarda ise hastalık çok şiddetli olur ve bir ay sonra yapılan kontrolde hormonlar hala çok yüksek olabilir. Bu durumda doktorunuz ilaç dozunuzu artıracak veya ilave başka ilaçların verilmesi yoluna gidebilecektir. Özellikle tiroid bezi büyük ve genç hastalarda bu şekilde şiddetli hastalık nadiren olabilmektedir. Yüksek doz ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilen hastalarda radyoaktif iyot tedavisi veya cerrahi tedavi seçeneklerini düşünmek gerekebilir.
Propiltiourasil veya Metimazol İlaçlarıyla Tedavi Ne Kadar Süre Devam Eder?
Tiroid bezi fazla çalışmasının ilaçlarla (Propiltiourasil veya Metimazol) tedavisi 9 ay-bir yıl sürer. Bazen ilaçlara 2 yıla kadar devam edilir. Dideral ilacı ise şikayetler kontrol altına alındığında veya T4 ve T3 hormonu normale gelince kesilebilir. İki yıldan daha fazla propiltiourasil veya metimazol ilaçlarını kullanmak uygun değildir. İki yıllık bir ilaç tedavisine rağmen hastalıkta düzelme olmuyorsa o zaman ya radyoaktif iyot tedavisi ya da ameliyat yapılır. Çok yüksek ilaç dozlarıyla hastalık zor kontrol edilebiliyorsa bu tür hastalarda yüksek dozda ilaç tedavisine uzun süre devam etmenin anlamı yoktur; bu tür hastalarda radyoaktif iyot veya cerrahi tedavi yapılmalıdır.
Propiltiourasil veya Metimazol İlaçlarının yan etkisi:
Propiltiourasil veya metimazol ilaçlarını kullanan hastaların % 1 ile 15’inde bazı yan etkiler ortaya çıkar. Bunlar kaşıntı, cilt döküntüleri, bulantı, kusma, ateş, tat duyusunda değişiklik, ürtiker denen cilt allerjisi, eklem ağrıları ve şişlik olarak sayılabilir. Böyle bir yan etki olduğunda hemen doktorunuza başvurunuz; doktorunuz kullandığınız ilacı değiştirebilir (Propiltiourasil alınıyorsa metimazol ilacına geçilir veya tersi yapılır). Bu hastalarda kaşıntıyı giderecek bazı ilaçlar da faydalı olabilir. İlaç değiştirilen hastaların yaklaşık yarısında yeni ilaçla da aynı yan etki ortaya çıkabilir. Bulantı ve kusma ilaç dozuna bağlı olabilir. Bu nedenle kullanılan ilaç gün içinde birkaç öğünde alınmalıdır.
Tedavi sırasında ilaçlara bağlı olarak karaciğer enzimlerinde hafif yükselmeler olabilir. Bu nedenle karaciğer testleri dediğimiz SGOT (AST) ve SGPT (ALT), alkalen fosfataz ve GGT düzeyleri sık aralarla takip edilmeli ve ilaç tedaviyle birlikte bu testler gittikçe artıyorsa ilaç kesilerek radyoaktif iyot tedavisine geçmek gerekir. Hipertiroidi hastalığının kendisi de SGOT, SGPT ve alkalen fosfataz değerlerinde yükseklik yapar; ancak bu yükseklik ilaç tedavisiyle birlikte zamanla azalır. İlaç tedavisiyle bu testlerde azalma yerine artma oluyorsa o zaman kullanılan Propiltiourasil veya metimazol ilacının karaciğerde yan etki yaptığı sonucuna varılarak radyoaktif iyot tedavisi uygulamak gerekir. Propiltiourasil ilacı kullanan hastaların % 30’unda tedaviye başladıktan sonraki 2 ay içinde SGPT değerlerinde artış olabilmektedir. Bazı hastalarda propiltiourasil yerine metimazol ilacına geçilince nadiren de olsa karaciğer testlerinde düzelme olabilmektedir. Bu tür hastalarda antioxidan vitamin ilaçlarının destek olarak alınması faydalı olabilir.
İlaç kullanan her 1000 hastadan 2 veya 3’ünde kandaki beyaz hücrelerde (lökosit) düşme gelişebilir. Yaşlı hastalarda daha sık görülür. Çoğunlukla tedavinin ilk 3-4 ayında ortaya çıkan bu durum ateş, boğazda ağrı, farenjit ve üst solunum yolu enfeksiyonu oluşturur. Bu nedenle ilaç kullanırken ateşinizde artma , boğazda ağrı ve geçmeyen ateşiniz olursa hemen doktorunuza başvurunuz. Lökosit hücrelerinde düşme olup olmadığını anlamak için belirli aralıklarla tam kan sayımı yapmak faydalıdır. Lökosit sayısında düşme olursa ilaç tedavisi kesilir ve radyoaktif iyot tedavisi yapılır.
Çok nadir görülen yan etki ise aplastik anemi denilen kemik iliğinin kan hücresi yapamaması sonucu oluşan bir hastalıktır. Yine çok nadir görülen bir yan etki ise damar iltihabı olmasıdır (vaskülit).
Propiltiourasil veya Metimazol İlaçlarını Kullanırken Dikkat Edilecek Hususlar:
· İlaçlar tok karna ve doktorunuzun önerdiği dozda alınmalıdır.
· İlaçlar kesilmemelidir. İlaç kesilirse hastalık tekrar şiddetlenir ve daha önce kullandığınız ilaçlar boş yere kullanılmış olur. Bazen ilaç kalmayınca hastalar ilaç reçete ettirinceye kadar ilacı kesmektedir. Bu durum hastalığın tekrar şiddetlenmesine neden olur. Böyle bir durumda ilacı eczaneden borç alın veya kendiniz satın alın.
· Bu ilaçları kullanırken bazen tiroid sintigrafisi çekilmesi gerekebilir. Bu taktirde ilaçlar kesilmemelidir. Sintigrafi çekilecek diye ilaç kesilirse hastalık tekrar şiddetlenebilir ve daha önce aldığınız veya kullandığınız ilaçlar boşa gider.
· İlaç kullanırken karaciğer testleri (SGOT, SGPT ve alkalen fosfataz) ve tam kan sayımı ayda bir yapılmalıdır
· İlaç kullanırken ateşiniz, boğaz ağrınız olursa hemen doktorunuza başvurunuz.
· İlaçları doktorunuzun önerdiği dozda ve saatlerde alınız.
· İlacın dozu konusunda anlamadığınız bir konu varsa doktorunuza sorunuz. Her hastanın hastalık şiddeti farklı olduğundan kullanacağı ilaç dozu da farklı olabilir.
· İlaçların bir günde kaç tablet alınacağı ve kaç saatte bir alınacağı doktorunuz tarafından size belirtilir.
· Nabız sayısını azaltmak ve çarpıntıyı düzeltmek için size ayrıca Dideral gibi ilaçlar da verilebilir. Bu ilaçların başlangıç dozu hastalığın şiddetine göre değişir ve genellikle 1-2 ay sonra kesilir. Gebelerde Dideral ilacı kullanılmaz. Dideral veya Tensinor ilacını keserken birden değil azaltarak kesin.
· İlaç kullanırken iyotlu tuz ve iyotlu öksürük şurubu içmeyiniz. Bu şekilde alınan iyot kullandığınız ilaçların etkisini önler ve hastalığınız düzelmez.
· İlaç kullanırken sigara içmeyiniz. Sigara içerseniz gözlerinizde büyüme olabilir.
· İlaç kullanırken çarpıntınızı artıracak grip veya nezle ilaçları almayınız. Kullanacağınız bütün ilaçlar için doktorunuza danışınız.
· Çarpıntınızı artıracak kahve, çay ve kola gibi kafeinli içecekler içmeyiniz.
İlaç Kullanmaya Başlayınca Kontrol için Doktorunuza Gitmeyi İhmal etmeyiniz:
Tedaviye başladıktan itibaren 4-6 hafta sonra tekrar muayeneye gitmek gerekir. Hormonlardaki duruma göre doktorunuz tarafından ilaç dozunuz azaltılır veya artırılabilir Bu şekilde 1.5-2 ayda bir kontrole gidilerek hormonlar düzeldikçe ilaç dozu gittikçe azaltılır ve sonunda kesilir. Bu süre toplam 9 ay veya bir yılı bulur; bazen 2 yıla kadar uzatılabilir. Kontrollerde hormonlar yüksek olmaya devam ediyorsa ilaç dozunuz artırılır.
İlaçlar kesildikten sonra da tekrar kontrole gitmek gerekir. Bu hastalık sıklıkla tekrar nüks ettiğinden bu kontroller sağlığınız açısından çok önemlidir. İlaç kesildikten 1, 3 ve 6 ay sonra tekrar tiroid testlerine bakılır. Nüks olacaksa ilaç kesildikten sonraki ilk 3-6 ay içinde oluşur. Bazı hastalarda ilaç kesildikten kısa bir süre sonra hastalık tekrar alevlenebilir. Hastaların iyot alması (iyotlu tuz kullanma, iyotlu öksürük şurubu, iyotlu ilaçlarla röntgen veya tomografi çekmek) ve sigara içmek hastalığın tekrar alevlenmesini veya oluşmasını sağlar.
İlaç tedavisiyle hastalığın düzelmesine rağmen ilaç kesildikten sonra hastalığın tekrar başlaması (nüks etmesi) riski kimlerde vardır?
1- Kişinin guatrının veya tiroid bezinin tedaviye rağmen hala büyük olması
2- Hastaların genç yaşta olması. Gençlerde hastalık tedaviye rağmen daha sık ortaya çıkar (nüks eder).
3- Tiroid bezinde kan akımının fazla olması (bu durum Doppler ultrason ile anlaşılır)
4- Başlangıçta, yani ilaç tedavisine başlamadan önce, T4 ve T3 hormonlarının aşırı yüksek olması veya başlangıçta şiddetli hipertiroidizm olması
5- Başlangıçta gözde şişlik (oftalmopati) olması. Göz belirtileri olanlarda hastalık daha şiddetli seyretmektedir.
6- Sigara içmek. Sigara içenlerde nüks ( hastalığın alevlenmesi) daha fazladır.
7- İyotlu tuz kullanmak, iyotlu öksürük şurubu içmek veya iyotlu ilaçlarla röntgen filmi çekilmesi
8- TSH-reseptör antikor ve anti-TPO antikorlarının tedaviye rağmen kanda yüksek olmaya devam etmesi.
9- Tedavi için yüksek doz ilaç kullanımına ihtiyaç olması. Hormonları düzeltebilmek için Propiltiourasil veya Metimazol ilaçlarını yüksek dozlarda kullanmak zorunda kalmak. Bu hastalarda nüks fazladır.
10- TSH hormon düzeylerinin ilaç tedavisine rağmen hala düşük olması ve yükselmemesi
11- Stresli bir yaşamın devam etmesi nüksü artırır.
12- Allerjik yapısı olanlarda veya allerjik riniti olanlarda hastalık daha çabuk nüks eder
13- Erkeklerde nüks daha fazladır.
Bunlar içinde nüks (hastalığın alevlenmesi) konusunda en iyi öngörü sağlayan tiroid bezinin büyüklüğüdür. Tiroid bezi büyük, yani guatrı büyük olanlarda hastalık ilaçlarla düzelmesine rağmen ilaçlar kesildikten kısa bir süre sonra tekrar hormonlarda yükselme oluşur. İlaç kesilmeden önce TSH reseptör antikoru yüksek ise bu tür hastalarda da hastalığın nüks etme olasılığı yüksektir. Ancak TSH reseptör antikoru ortadan kalksa bile nüks oranı % 20-50 arasındadır. Çoğu hastada nüks, ilaç tedavisi kesildikten sonraki ilk 3-6 ay içinde oluşur. Hastaların 2/3’sinde nüksün 2 yıl içinde oluştuğu saptanmıştır. Hastalığın nüks edeceği TSH hormonundaki düşme ile anlaşılabilir. TSH hormonu düşük çıkmaya başlamışsa bu kişide hastalık tekrar alavlenecek demektir. Nüks eden hastalarda yine ilaç tedavine başlanırsa da radyoaktif iyot tedavisi veya cerrahi (ameliyat) tedavilerden birinin uygulanması daha uygundur. Hangi tedavinin sizin için uygun olacağına doktorunuz sizinle konuşarak karar verir.
İlaçlar Kesildikten Sonra Hastalığın Nüks etme olasılığının az olduğu hastaların Özellikleri şunlardır:
1- Tedavi sırasında tiroid bezinin küçülmesi
2- Tedavi sonrası anti-TPO antikorların azalması veya kanda bulunmaması
3- Serum T4 düzeyinin tedaviyle azalması
4- TSH-reseptör antikor düzeyinin tedaviyle kanda azalması veya düşük olması
5- TSH hormonunun kanda yükselmeye başlaması ve normal sınırlara yükselmesi
6- Tedavi öncesi hipertiroidizm hastalığının hafif şiddette olması
7- Sigara içmemek
8- Düşük doz ilaç tedavisiyle hastalığın düzelmesi
9- İyotlu tuz kullanmamak
10- Kadın hastalarda hastalık daha kolay düzelir
Tiroid Bezi Aşırı Çalışan Hastaların Dikkat Etmesi Gereken Hususlar:
· Mümkünse 10-15 gün istirahat ediniz
· Çok sinirli, uykusuz ve huzursuz hastalar sakinleştirici ilaçlar alabilir. Bunu doktorunuza belirtiniz.
· Beslenmenize dikkat ediniz ve karbonhidratlı gıdaları (şekerli, nişastalı gıdaları) fazla yemeyiniz.
· İçerisinde iyot olmayan multivitamin ilaçlar alabilirsiniz. Multivitamin ilaçların çoğunda iyot olduğundan almadan önce etiketini iyi kontrol etmeli, iyot varsa kullanmamalıdır. L-karnitin ilacı ve antioksidan ilaçlardan (içerisinde selenyum, C vitamini, A vitamini ve E vitamini olan) destek olarak alınabilir. Hangisinin sizin için uygun olduğunu doktorunuzla konuşunuz.
· Hipertiroidi hastalığı kemiklerde hafif yıkım yaptığından özellikle menopoz dönemindeki kadınlar başta olmak üzere bütün hastaların günlük kalsiyum alımı yeterli olmalıdır. Bu nedenle yağsız süt ,yoğurt veya brokoli yemeli, yenemiyorsa kalsiyum ilacı ilave alınmalıdır.
· Graves’li hastalar psikolojik stresten uzak durmalıdır. Bazı kişilerde stresin Graves hastalığını başlattığı gösterilmiştir.
· İyot içeren gıdalar, iyotlu tuz, iyotlu öksürük şurubu ve röntgen çekilirken kullanılan ve damardan yapılan iyotlu ilaçlar kullanmamaları gerekir.
· Sigara içiliyorsa bırakılmalıdır. Sigara içmek hastalığın şiddetini artırdığı gibi ilaçlar kesildikten sonra tekrar oluşmasına neden olur ve gözlerde büyüme yapar.
· ilaç kullanırken şiddetli yorgunluk, aşırı uyku hali, depresyon veya kas krampları gibi belirtiler olursa doktora başvurmak gerekir. Bu belirtiler tiroid hormonlarının azalmış olduğunu ve ilaçların fazla geldiğini düşündürür.
· İlaçları kullanırken ateş, boğaz ağrısı oluyorsa hemen doktorunuza başvurun.
· İlaç kaşıntı veya allerji yaparsa doktorunuza başvurun
|