STRES VE GUATR
STRES VE GUATR
Stres, üzüntü ve sıkıntı genetik eğilimi olan kişilerde Graves hastalığı denen Zehirli guatr oluşumunu tetikleyebilmektedir. Ancak her stres Guatr yapmaz. Ancak genetik olarak yani ailesinde gautr hastalığı olanlarda tiroid çok çalışması gelişebilir.
Hipertiroidi yani Graves hastalığına eğilim yaratan faktörler şunlardır:
Genetik eğilim (ailede olması) Stres ve üzücü yaşam olayları Sigara içmek Kadınlarda östrojen hormonu Doğum sonrası dönemde risk artar Fazla miktarda iyotlu tuz yemek Graves hastalığını ortaya çıkarır Lityum ilacı kullananlarda ortaya çıkar Hepatit hastalığı nedeniyle İnterferon ilacı kullanan bazı hastalarda çıkabilir Allerjik bünyesi olanlarda daha sık oluşur.
Hastalığın başlangıcı yavaştır. Genelde haftalar ve aylar içinde yavaş olarak gelişir. Ancak bazı hastalarda hızlı bir başlangıç vardır.
Bu lişilerde şu belirtiler olabilir: Hareketli olma, huzursuzluk Çarpıntı (hızlı ve düzensiz kalp atımı olması Yorgunluk Güçsüzlük (ağır eşyaları kaldıramaz, merdiven çıkarken zorlanır) Ellerde titreme Saç dökülmesi Sinirlilik, kolay heyecanlanma ve kolay öfkelenme Canlı bakış, gözlerde büyüme, göz kapağında çekilme Uykusuzluk, dikkat bozukluğu Derinin sıcak, nemli ve ince olması İshal İştah artışı Susama Ağız kuruluğu Sık idrara çıkma Kilo kaybı (zayıflama) Adetlerde azalma veya kesilme Cinsel istekte azalma, sperm sayısında azalma Erkeklerde meme büyümesi (jinekomasti) Kemik erimesi Kaslarda güçsüzlük Çabuk yorulma
DEPRESYON VE TİROİD
Depresyondaki kişilerin %10-15’inde tiroid bezi yetmezliği veya tiroid hormonlarında anormallikler vardır. Buna karşılık hipotiroidi dediğimiz tiroid bezi yetmezliği olan kişilerin çoğunda depresyon bulunur ve psikolojik tedaviye dirençlidir. Tiroid bezi yetmezliği olan hastaların % 40 kadarında ve özellikle kadınlarda depresyon ve panik atak sık görülür. Tedaviyle şikayetlerde azalma olmasına rağmen bazen dirençli bir depresyon yani sık nüks eden veya tekrarlayan depresyon görülebilir. Bu hastalarda tiroid bezi yetmezliğinin iyi tedavi edilmesi gerekir. Bu tedavi sırasında TSH’nın 1.0-1.5 IU/L arasında olması depresyonun düzelmesine daha iyi katkıda bulunur. Hipotiroidi tedavisinde kullanılan tiroid hormon ilaçları (Levotiroksin) beyindeki mutluluk hormonu adı verilen serotonin seviyesini artırarak depresyon belirtilerini azaltmaktadır
Psikolojik sorunlar ile özellikle kandaki T3 hormon düzeyleri arasında bir ilişki olduğu yapılan çeşitli çalışmalarda ortaya konmuştur. Kan T3 düzeyi azaldıkça depresyon oluşması riski ve nüksü artmaktadır.
Kandaki anti-TPO antikorlarının yüksekliği ile depresyon arasında da bir ilişki vardır. Bu nedenle depresyonu olan hastalarda ve özellikle sık tekrarlayan depresyonlu kişilerde TSH, T3, T4 hormonları ile anti-TPO ve anti-tiroglobulin antikorları mutlaka ölçülmelidir. Tiroid bezi yetmezliği varsa bu hastalar içinde levotiroksin bulunan tiroid ilaçlarıyla tedavi edilirler.
Bazı bilim adamları depresyonlu kişilerde “beyinde hipotiroidizm” olduğunu, yani beyinde tiroid hormon azlığı olduğunu, ancak kanda tiroid hormonlarının normal olduğunu iddia etmişlerdir. Bu nedenle tiroid hormonları normal olduğu halde T3 hormon ilacını tedavide kullanan psikiyatri uzmanları vardır.
Kadınların %15’inde doğum sonrası depresyon görülmektedir. Buna ‘’Doğum Sonrası Depresyonu’’ adı verilir. Doğum sonrası oluşan depresyon ile tiroid hormonları ve anti-TPO antikoru arasında bir ilişki olduğu çeşitli bilimsel çalışmalarda ortaya konmuştur. Gebeliğin ilk 3 ayında ölçülen anti-TPO antikor düzeyleri doğum sonrası depresyona girilip girilmeyeceği konusunda bilgi vermektedir. Anti-TPO antikoru yüksek olan kadınlarda doğum sonrası depresyon 3 kat daha fazla görülmektedir.
Depresyonun kendisinin de tiroid hastalıklarının gelişimine katkıda bulunabildiğini unutmamak gerekir. Stresli veya depresyondaki kişilerde Graves hastalığı denilen tiroid bezinin aşırı çalışması ile karakterize bir hastalık ortaya çıkabilmektedir.
|