TİROİD TESTLERİ
TİROİD TESTLERİ
Tiroid hastalıklarının teşhisi için bazı tetkiklerin yapılması gerekir. Bu tetkikler aşağıda verilmiştir:
a) Kan Testleri :
Sıklıkla kullanılan kan testleri serbest T3, serbest T4, TSH, anti-TPO antikoru, anti-tiroglobulin antikoru, TSH-reseptör antikoru, tiroglobulin ve kalsitonin hormonlarının kan düzeylerinin ölçülmesidir.
T4 ve T3 hormonlarının normal sınırın altında veya üstünde olması tiroid bezinin iyi çalışmadığını gösterir. T4 ve T3 hormonları düşük ise beziniz az çalışıyor, buna karşılık T4 ve T3 hormonları yüksek ise beziniz çok çalışıyor demektir. T3 ve T4 ölçümü yaptırırken serbest T3 ve serbest T4 hormonlarını ölçtürmek en iyisidir. Total T4 ve Total T3 artık pek kullanılmamaktadır. Gebelerde, doğum kontrol hapı kullananlarda ve östrojen ilacı alanlarda mutlaka serbest T3 ve serbest T4 hormon ölçümleri yapılmalıdır.
Tiroid bezinin az veya çok çalıştığını gösteren diğer bir tetkik TSH hormon ölçümüdür. TSH ölçümünün normalden düşük olması tiroid bezinin aşırı çalıştığını gösterir. Kan TSH düzeyinin normalden yüksek bulunması ise tiroid bezinin az çalıştığını gösterir.
Tiroid bezi hastalıklarını teşhiste ayrıca tiroid antikorları denen anti-TPO (diğer adı anti-mikrozomal antikor) ve anti-tiroglobulin antikorları da ölçülür. Bu antikorların yüksek olması tiroid hastalığının otoimmün hastalık denilen bağışıklık sistemi bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıktığını gösterir. Otoimmün hastalık vücudun kendi dokusunu (burada tiroid bezini) yabancı bir doku olarak algılayıp onu yok etmeye çalışmasıdır. Bu nedenle bağışıklık sistemimiz tiroid bezini yok etmek amacıyla anti-TPO ve anti-tiroglobulin antikorları üretir. Bu antikorlar tiroid bezine yapışarak hücreleri tahrip eder. Vücudun neden böyle davrandığı henüz bilinmemektedir.
Anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorları en çok Hashimoto hastalığı denen bir hastalıkta yükselir. Hashimoto hastalığı tiroid bezi yetmezliği yapan bir hastalıktır. Toplumda bu antikorlar %10 kişide tiroid hastalığı olmadan yüksek olarak bulunabilir.
TSH-reseptör antikoru, Graves hastalığı denen ve gözlerde büyüme yapan tiroid bezinin aşırı çalışması hastalığında kanda yükselebilmektedir.
Tiroglobulin ölçümü ise ameliyat olmuş ve tiroid bezi tamamen alınmış tiroid kanserli hastaların izlenmesinde kullanılır. Diğer hastalıkların teşhisinde pek kullanılmaz. Tiroglobulin düzeyinin gittikçe artması tiroid kanserinin nüks ettiğini gösterir.
Kalsitonin ölçümü ise medüller tip tiroid kanserinin teşhisi ve izlenmesinde faydalıdır. Kalsitonin düzeyi yüksek olan nodüler guatrlı hastalarda medüller kanser şüphesi artar ve başka testler yapılır. Ameliyat olan medüller kanserli hastalarda kalsitonin düzeyinin yüksek olması kanserin vücutta bulunduğunu ve devam ettiğini gösterir.
b) Tiroid Ultrasonu :
Tiroid ultrasonu ses dalgaları gönderilerek tiroid bezinin yapısının veya resminin bilgisayar ekranında ortaya konduğu bir tetkiktir. Herhangi bir radyoaktif madde kullanılmaz. Bu nedenle gebelerde güvenle yapılabilir. Tiroid ultrasonu tiroid bezinin büyüklüğünü, bezin şeklini ve nodül varsa onun büyüklüğünü anlamamıza yarar. Ultrason ile nodül içinde sıvı olup olmadığı, yani nodülün kistik bir yapısının olup olmadığı anlaşılır. Ayrıca ilaç tedavisiyle bezin veya nodülün ne kadar küçüldüğünü veya küçülmediğini daha iyi anlamamızda bize yol gösterir. Nodül kan akımının Doppler ultrason ile incelenmesi nodüllerin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı konusunda ek bilgi verir.
c) Tiroid sintigrafisi :
Damardan teknesyum denilen radyoaktif bir madde verilerek tiroid bezinin filminin çekilmesidir. Damardan teknesyum ilacı verildikten sonra kamera altına yatarsınız ve bu kamera teknesyum maddesinin tiroid bezi tarafından ne kadar tutulduğunu saptayarak tiroid bezinin filmi ortaya çıkar. Radyoaktif madde verildiğinden sintigrafi gebelerde yapılmaz. Sintigrafi ile nodülün sıcak mı, soğuk mu olduğu anlaşılır. Bu tetkik ile alınan radyasyon sadece birkaç röntgen filmi çektirmekle aynı ayarda olup endişeye gerek yoktur.
d) Tiroid İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi :
Tiroid bezinde saptanan nodüllerde kanser olup olmadığını anlamak için yapılır. Nodülü olan tüm hastalara yapılması gereken bir tetkiktir. Biyopsi sonucuna göre ilaç tedavisi veya ameliyat kararı verileceğinden yapılması çok önemlidir. . Oldukça basit, yapılması kolay ve ağrı oluşturmayan bir tetkiktir. Damardan kan almak için kullanılan bildiğimiz plastik enjektörlerle yapılır. Damardan kan alınır gibi tiroid bezindeki nodülden plastik enjektörle parça alınır. Alınan hücreler patoloji bölümünde mikroskop altında incelenerek kanser veya iltihap olup olmadığı araştırılır. Biyopsi koldaki damardan kan alınması gibi kolay bir işlemdir. Korkulmaması gerekir. Ameliyat değildir. Unutmayınız ki, nodülünüzün kanserli olup olmadığını kesin olarak ortaya koyabilecek başka bir yöntem yoktur. Bazen biyopsi ile yeteri kadar parça veya hücre gelmeyebilir. O zaman biyopsiyi tekrarlamak gerekir
|