KABIZLIK VE GUATR
KABIZLIK VE GUATR
Kabızlık tiroid bezi az çalışan kişilerde sık görülür. Ayrıca aşağıdaki durumlarda da kabızlık olur.
1. DEMİR İLAÇLARI: : demir eksikliği tedavisinde kullanılan demir ilaçları kabızlık yapabilir.
2. D VİTAMİNİ AŞIRI ALINMASI: D vitaminin günde 1000 üniteden fazla alınması
3. B1 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE: Tiamin vitaminin eksikliğinde, beriberi hastalığı, kabızlık, yorgunluk, unutkanlık ve iştah kaybı görülür
4. B12 VİTAMİ EKSİKLİĞİ KABIZLIK YAPAR
5. AŞIRI SÜT İÇMEK
6. KALSİYUM HAPLARI
7. PSİKOLOJİ-PSİKİATRİ İLAÇLARI, ANTİ DEPRESSAN İLAÇLAR KABIZLIK YAPAR
8. TİROİD YETMEZLİĞİ (HİPOTİROİDİ) KABIZLIK YAPAR: BİR ENDOKRİN UZMANINA TEDAVİ İÇİN BAŞVURUNUZ.
9. AZ SU İÇMEK KABIZLIK YAPAR
10. kan potasyum düşüklüğü
11. HAREKETSİZLİK
12. Sigara bırakıldığında olabilir
KABIZLIK İÇİN KULLANILABİLECEK BESİNLER:
1. YABAN MERSİNİ: Yaban mersini ve diğer böğürtlen ve çilek gibi meyvelerin içinde insüline benzer maddeler vardır ve kan şekerini düşürür. Ayrıca meme, prostat ve ağız kanser hüclerini laboratur ortamında öldürür. Kolon(kalın bağırsak) kanserine karşı korur. Yaban mersini ayrıca cranberry gibi idrar yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu bir etki gösterir ve E.coli bakterisinin idrar yollarına yapışmasını önler. Yaban mersini içinde bulunan antosiyanin isimli antioksidan madde iltihap yapan sitokinleri önlemektedir. İçinde bulunan ellajik asit kanser oluşumunu önler. Yaban mersininden hergün bir-iki su bardağı kadar yemek gerekir. Yaban mersini içinde polifenoller, salisilik asit, karaotenler, lif, folik asit, C vitamini, B vitamini, potasyum, manganez, mağnezyum, demir, riboflavin, niasin, fitoöstrojenler vardır. İçinde bu kadar faydalı besin içeren çok az gıda vardır. Yaban mersini, ıspanak ve deniz somonu en önemli üç süper besindir. Yalnızca bu üç besini tüketmek bile sizi birçok hastalıktan korur. Sadece bir porsiyonu beş porsiyon kadar havuç, elma , brokoli ve balkabağı kadar antioksidan madde içerir. Yarım su bardağı yaban mersini 1733 üniteE vitamini, 1200 mg C vitamini içerir. Taban mersini yaşlanmayı önler , vücuttaki sarkmaları önler, kanserden korur. Alzheimer, bunama, makula dejeneransı gibi hastalıklardan bizi korur. Koyu mavi-mor renkli bu meyvenin rengini antosiyanidin pigmetleri verir. Meyvenin rengi ne kadar koyu olursa bu pigment yani faydalı etkisi o kadar fazladır. Bu meyve multipli sklerozisli hastalarda da faydalı olabilir. Bağırsaklara ve sindirim sistemine faydalıdır, kabızlık ve ishale iyi gelir. Yaban mersinin kurusunu da tüketebilirsiniz. Yaban mersini kurusu, erik kurusu yulaf ezmesiyle birlikte yiyebilirsiniz. Kuru meyveler kırışıklıkları giderir. Ülkemizde yaban mersini başta rize olmak üzere Karadeniz bölgesinde, Antalya ve Isparta bölgesinde yetişmektedir. Rize’de LİKAPA, Trabzon’da LİGARBA, Rize Pazar ilçesinde KASKANAKA, Ardeşen ilçesinde ise ÇERA, Artvin’de MORSİVİT veya MAHABAK olarak isimlendirilen yaban mersini göz yorgunluğunu giderici ve gece görme özelliğini artırıcı özelliği de vardır. Varis ve basur (hemoroid) için de faydalıdır. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Çelik yaban mersininin Türkiye'de yaygınlaşması için büyük uğraş veren bir bilim adamımızdır (http://maviyemislikapa.sitemynet.com/likapa_maviyemis/id4.htm, www.uzumsu.com). YABAN MERSİNİ DONDURULMUŞ OLARAK BÜYÜK SÜPERMARKETLERDE SATILMAKTADIR. GECELERİ BİR KASE YENMESİ KABIZLIĞA İYİ GELİR. KURUTULMUŞ OLARAK SATILAN VE RENGİ KIRMIZI OLAN YABAN MERSİNİ DEĞİL CRANBERRY'dir.
2. POSALI GIDALAR: BOL MEYVE VE SEBZE YİYİNİZ
Özellikle buğday kepeğinden zengin olan yüksek posalı diyetler dışkı hacmini arttırır, kolon içi basıncı düşürür ve geçiş zamanını düzenler. Bu nedenle kabızlık ve bağırsak divertikülü denen bir hastalığın tedavisinde yararlı etkiler gösterir. Bağırsakların Spastik kolon adı verilen bir hasatlığında çözünür ve çözünmez posa kaynaklarının birlikte bağırsak hareketlerini düzenlediği gösterilmiştir.
Yüksek posalı diyetler şeker hastalarında tedavide kullanılan insülin ihtiyacını azaltmakta ve insülin hormonunun daha iyi çalışmasını sağlamaktadır. Posa, uzun süre doygunluk hissi yaratıp besin alımını azalttığı için kandaki kolesterol yağlarında azalma yapar.
Posalı besinler kanser yapıcı zararlı maddelerin bağırsakta kalma süresini kısaltığı ve bağırsak duvarı ile temasını azalttığı için kanserden korunmada faydalı olurlar.
Tüm bu nedenlerle 50 yaşın altındaki erkekler, günde 38 gram, kadınlar ise 25 gram lif veya diğer adıyla posa almalıdırlar. Daha fazla posa almanın faydası yoktur. Yaşlıların aşırı buğday kepeği almaları aldıkları gıdaların amilmelerini bozabilir. Armut, elma (kabuklu), incir, portakal, havuç, lahana, pırasa, karnabahar, ıspanak, mercimek (kuru baklagil) kurutulmuş meyve ve kepekli ekmek, posadan zengin besinlerdir. Kabuğuyla birlikte yenen bir elmada 3.7 gram, bir bardak kadar brokolide 4.5 gram ve kuru fasulyede 13.1 gram lif vardır. Posayı yeteri kadar alamadığımızda piyasada kapsül olarak satılan psyllium veya chitosan isimli posalardan alabiliriz. Bunları kullanırken başlangıçta ufak miktarda alıp sonra yavaş olarak artırmak ve arkasından bol su içmek gerekir.
Çocukların da sağlık açısından bir miktar posa almaları gereklidir. Ek besinlere geçilmesiyle birlikte, bebeğin günlük diyetine posa kaynakları girmeye başlar. Bu yaşta tercih edilmesi gereken öncelikli posa kaynakları, meyveler, sebzeler ve kuru baklagillerdir. Sebze, meyve, kuru baklagil gibi posadan zengin besinlere çocuğa zamanında alıştırmak ve yeterli miktarda tüketmesini sağlamak önemlidir. Çocukların tüketmeleri gerekli posa miktarı henüz tam olarak bilinmemektedir.
Diyetteki posayı artırmak için ne yapmalı?
•Öğütülmemiş tahıldan yapılan gevrek ve ekmekleri tercih edin. •Sebzeleri pişirmeden ya da buharda sadece yumuşayıncaya kadar pişirerek yiyin. •Meyve ve sebzeleri kabuklarını soymadan yiyin; bu yiyeceklerin kabukları liften zengindir. Yapılan araştırmalar meyvelerin kabukları ve çekirdeklerinin etli kısımlarından daha fazla antioksidan özelliğe sahip olduğunu göstermiştir. Çorbaya ve salataya arpa veya fasulye ilave ederek posa oranını artırın. Salatalara keten tohumu ilave ederek hem posayı artırın hem omega 3 alımını artırın. •Öğünler arasında bir şeyler yemek istediğinizde, meyve, sebze ya da kuru meyveleri (kuru üzüm ya da kuru incir gibi) veya badem ve cevizi tercih edin.Badem ve cevizde lif oranı yüksektir. •Beyaz pirinç pilavı yerine bulgur pilavını daha sık yiyin. •Kahvaltılarda yulaf veya buğday ezmesi yiyin.
3. KETEN TOHUMU:
HERGÜN GECE BİR PROBİYOTİKLİ YOĞURT İÇİNE BİR TATLI KAŞIĞI KETEN TOHUMU KOYUP YİYİNİZ
Keten tohumu içerdiği omega-3 yağları nedeniyle vücudumuza faydalıdır. Keten tohumunun içinde bulunan omega 3 yağ asidi, alfa-linolenik asit (ALA) adı verilen bir asit şeklindedir. Amerikan Kalp Cemiyeti tarafından da keten tohumunun faydalı bir besin olduğu belirtilmiştir. Keten tohumu kandaki kötü kolesterolü orta derecede azaltır. Vücutta antioksidan etki gösterek oksijen yanma ürünlerini yok eder. Bunun yanında iltihabı önleyici, kan şekerini ve tansiyonu hafif derecede düşürücü özellikleri de vardır. Keten tohumunda%41 oranında yağ, %28 oranında posa, % 21 oranında protein vardır. Keten tohumu yağının %55’ni omega 3 yağ asitleri oluşturur. Keten tohumu, ceviz, kanola yağı, soya yağı gibi diğer omega-3 kaynaklarından 5 kat daha fazla omega 3 sağlayan bir bitkisel kaynaktır. Bir çay kaşığı keten tohumunda (yaklaşık 11 gram) 2.5 gram omega-3 yağı, 3 gram posa vardır ve 50 kalori sağlar. Keten tohumunda çözünür posa oranı da yüksek olup kalp hastalıklarından korunmada bu posa türü çok faydalıdır. Keten tohumu açlık ve tokluk kan şekerinde azalma yaptığı için şeker hastaları tarafından da kullanılabilir.İçindeki posa nedeniyle keten tohumu kabızlığı da önlemektedir. Bağırsak hareketlerini % 30 oranında artırmaktadır. Günde 50 grama kadar (yaklaşık 5 çay kaşığı veya bir yemek kaşığı) keten tohumu, bir yan etkiye neden olmaksızın kullanılabilir. Keten tohumunun içinde, kadınlık hormonu denilen östrojen hormonuna benzer etkiler gösteren maddeler vardır. Bu nedenle menopozdaki kadınlarda östrojen yerine kullanılıp kullanılamayacağı hususu araştırılmaktadır. Prostat kanserli hastalarda erkeklik hormonu denilen testosteronu azalttığı gösterilmiştir. Bu nedenle prostat kanserli hastalarda faydalı olup olmayacağı incelenmektedir. Keten tohumu gebelik ve emzirme döneminde kullanılmamalıdır. 10 çay kaşığından fazlasının zehirlenmeye yol açabileceği bilinmektedir. Keten tohumu tüketiminin bu sınırın üstüne çıkmaması gerekir.
Bir günde 15-50 gram (1-5 çay kaşığı veya bir tatlı kaşığı) keten tohumu tüketmek kolesterol düzeylerinde orta derecede bir azalmaya yol açar. Buna karşılık trigliserit denen kan yağında veya iyi kolesterol denen HDL kolesterolde herhangi bir değişiklik yapmaz. Aslında ayçiçek yağı veya mısır yağı yerine, keten tohumu yağı kullanmanın daha fazla omega 3 sağlayarak faydalı olabileceği düşünülmekteyse de, uzun süreli kullanımının güvenli olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Keten tohumunu havanda döğerek veya öğütülmüş halde kullanmak gerekir.
4. KURU KAYISI 2-3 tane ve SU içmek
5. HERGÜN 3 LİTRE SU İÇİNİZ
6. ARADA BİR SİNEMAKİ ÇAYI İÇİNİZ (Devamlı içmek zararlı olabilir)
|